Öneri Formu
Hadis Id, No:
4265, M005127
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ أَصَبْتُ شَارِفًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مَغْنَمٍ يَوْمَ بَدْرٍ وَأَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَارِفًا أُخْرَى فَأَنَخْتُهُمَا يَوْمًا عِنْدَ بَابِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَحْمِلَ عَلَيْهِمَا إِذْخِرًا لأَبِيعَهُ وَمَعِىَ صَائِغٌ مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ عَلَى وَلِيمَةِ فَاطِمَةَ وَحَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ يَشْرَبُ فِى ذَلِكَ الْبَيْتِ مَعَهُ قَيْنَةٌ تُغَنِّيهِ فَقَالَتْ أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَثَارَ إِلَيْهِمَا حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ثُمَّ أَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا . قُلْتُ لاِبْنِ شِهَابٍ وَمِنَ السَّنَامِ قَالَ قَدْ جَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا فَذَهَبَ بِهَا . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ قَالَ عَلِىٌّ فَنَظَرْتُ إِلَى مَنْظَرٍ أَفْظَعَنِى فَأَتَيْتُ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ فَأَخْبَرْتُهُ الْخَبَرَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ زَيْدٌ وَانْطَلَقْتُ مَعَهُ فَدَخَلَ عَلَى حَمْزَةَ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهِ فَرَفَعَ حَمْزَةُ بَصَرَهُ فَقَالَ هَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لآبَائِى فَرَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَهْقِرُ حَتَّى خَرَجَ عَنْهُمْ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc (Abdülaziz b. Abdulmelik), ona İbn Şihâb (ez-Zührî), ona Ali b. Hüseyin b. Ali, ona da babası Hüseyin b. Ali, Ali b. Ebu Talib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Bedir savaşının olduğu gün, Allah'ın Resulü ile birlikte ganimetten hisseme yaşlı bir deve düştü. Allah'ın Resulü, bana bir yaşlı deve daha verdi. Bir gün ben bunları Ensar’dan birinin kapısı önünde çöktürdüm. Satmak için üzerlerine hasır otu yüklemek istiyordum. Yanımda Yahudi Kaynûka Kabilesinden bir kuyumcu vardı. Ondan Fatıma ile yapacağımız evliliğin düğün yemeği ile ilgili olarak yardım görüyordum. O esnada (amcam) Hamza b. Abdülmuttalib, önünde develerimi çöktürdüğüm evde içki içiyormuş. Onun yanında şarkı söyleyen bir cariye de vardı. Bir ara cariye :'Hamza! Şunlara bak! Amma da semiz ve yaşlı develer' dedi. Hamza hemen develere atılarak kılıcıyla onların hörgüçlerini uçuruverdi. Sonra böğürlerini yararak karaciğerlerini aldı. Bu arada İbn Cüreyc araya girerek şu bilgiyi veriyor: 'Ben İbn Şihâb'a 'Hörgüçten de mi almış?' diye sordum. İbn Şihâb 'Her iki devenin hörgüçlerini kesmiş ve götürmüş' dedi. İbn Şihâb anlatımını sürdürdü: Ali anlatmaya devam etti: 'Gördüğüm manzara karşısında çileden çıkmıştım. Bunun üzerine Allah'ın Peygamberi'nin (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Harise de vardı. Kendisine olanı biteni anlattım. O da beraberinde Zeyd olduğu halde dışarı çıktı. Ben de Efendimize (sav) katıldım. Derken Hamza'nın yanına girerek ona öfkelendiğini belli etti Hamza başını kaldırdı ve (bize), 'Siz, ancak benim atalarımın kölelerisiniz' dedi. Rasulullah (sav) gerisin geriye giderek yanlarından çıktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5127, /843
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
İçki, yasaklanması
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yardım, Ehl-i Kitapla ticarette yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4267, M005128
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنِى ابْنُ جُرَيْجٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ [حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ] مِثْلَهُ [أَصَبْتُ شَارِفًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مَغْنَمٍ يَوْمَ بَدْرٍ وَأَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَارِفًا أُخْرَى فَأَنَخْتُهُمَا يَوْمًا عِنْدَ بَابِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَحْمِلَ عَلَيْهِمَا إِذْخِرًا لأَبِيعَهُ وَمَعِىَ صَائِغٌ مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ عَلَى وَلِيمَةِ فَاطِمَةَ وَحَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ يَشْرَبُ فِى ذَلِكَ الْبَيْتِ مَعَهُ قَيْنَةٌ تُغَنِّيهِ فَقَالَتْ أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَثَارَ إِلَيْهِمَا حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ثُمَّ أَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا . قُلْتُ لاِبْنِ شِهَابٍ وَمِنَ السَّنَامِ قَالَ قَدْ جَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا فَذَهَبَ بِهَا . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ قَالَ عَلِىٌّ فَنَظَرْتُ إِلَى مَنْظَرٍ أَفْظَعَنِى فَأَتَيْتُ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ فَأَخْبَرْتُهُ الْخَبَرَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ زَيْدٌ وَانْطَلَقْتُ مَعَهُ فَدَخَلَ عَلَى حَمْزَةَ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهِ فَرَفَعَ حَمْزَةُ بَصَرَهُ فَقَالَ هَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لآبَائِى فَرَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَهْقِرُ حَتَّى خَرَجَ عَنْهُمْ].
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdurrezzak,ona İbn Cüreyc bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi.[ona İbn Şihâb (ez-Zührî), ona Ali b. Hüseyin b. Ali, ona da babası Hüseyin b. Ali, Ali b. Ebu Talib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Bedir savaşının olduğu gün, Allah'ın Resulü ile birlikte ganimetten hisseme yaşlı bir deve düştü. Allah'ın Resulü, bana bir yaşlı deve daha verdi. Bir gün ben bunları Ensar’dan birinin kapısı önünde çöktürdüm. Satmak için üzerlerine hasır otu yüklemek istiyordum. Yanımda Yahudi Kaynûka Kabilesinden bir kuyumcu vardı. Ondan Fatıma ile yapacağımız evliliğin düğün yemeği ile ilgili olarak yardım görüyordum. O esnada (amcam) Hamza b. Abdülmuttalib, önünde develerimi çöktürdüğüm evde içki içiyormuş. Onun yanında şarkı söyleyen bir cariye de vardı. Bir ara cariye :'Hamza! Şunlara bak! Amma da semiz ve yaşlı develer' dedi. Hamza hemen develere atılarak kılıcıyla onların hörgüçlerini uçuruverdi. Sonra böğürlerini yararak karaciğerlerini aldı. Bu arada İbn Cüreyc araya girerek şu bilgiyi veriyor: 'Ben İbn Şihâb'a 'Hörgüçten de mi almış?' diye sordum. İbn Şihâb 'Her iki devenin hörgüçlerini kesmiş ve götürmüş' dedi. İbn Şihâb anlatımını sürdürdü: Ali anlatmaya devam etti: 'Gördüğüm manzara karşısında çileden çıkmıştım. Bunun üzerine Allah'ın Peygamberi'nin (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Harise de vardı. Kendisine olanı biteni anlattım. O da beraberinde Zeyd olduğu halde dışarı çıktı. Ben de Efendimize (sav) katıldım. Derken Hamza'nın yanına girerek ona öfkelendiğini belli etti Hamza başını kaldırdı ve (bize), 'Siz, ancak benim atalarımın kölelerisiniz' dedi. Rasulullah (sav) gerisin geriye giderek yanlarından çıktı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5128, /843
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
İçki, yasaklanması
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yardım, Ehl-i Kitapla ticarette yardımlaşma
وَحَدَّثَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ كَثِيرِ بْنِ عُفَيْرٍ أَبُو عُثْمَانَ الْمِصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِىٍّ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِى شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِى مِنَ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْطَانِى شَارِفًا مِنَ الْخُمُسِ يَوْمَئِذٍ فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِىَ بِفَاطِمَةَ بِنْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاعَدْتُ رَجُلاً صَوَّاغًا مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ يَرْتَحِلُ مَعِىَ فَنَأْتِى بِإِذْخِرٍ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ مِنَ الصَّوَّاغِينَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ فِى وَلِيمَةِ عُرْسِى فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَىَّ مَتَاعًا مِنَ الأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ وَشَارِفَاىَ مُنَاخَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَجَمَعْتُ حِينَ جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ فَإِذَا شَارِفَاىَ قَدِ اجْتُبَّتْ أَسْنِمَتُهُمَا وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَىَّ حِينَ رَأَيْتُ ذَلِكَ الْمَنْظَرَ مِنْهُمَا قُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا قَالُوا فَعَلَهُ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَهُوَ فِى هَذَا الْبَيْتِ فِى شَرْبٍ مِنَ الأَنْصَارِ غَنَّتْهُ قَيْنَةٌ وَأَصْحَابَهُ فَقَالَتْ فِى غِنَائِهَا أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَقَامَ حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَاجْتَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا فَأَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا قَالَ عَلِىٌّ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ - قَالَ - فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى وَجْهِىَ الَّذِى لَقِيتُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا لَكَ » قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ قَطُّ عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَىَّ فَاجْتَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا وَهَا هُوَ ذَا فِى بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ - قَالَ - فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِرِدَائِهِ فَارْتَدَاهُ ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِى وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ حَتَّى جَاءَ الْبَابَ الَّذِى فِيهِ حَمْزَةُ فَاسْتَأْذَنَ فَأَذِنُوا لَهُ فَإِذَا هُمْ شَرْبٌ فَطَفِقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ فَإِذَا حَمْزَةُ مُحْمَرَّةٌ عَيْنَاهُ فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ إِلَى رُكْبَتَيْهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى سُرَّتِهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ فَقَالَ حَمْزَةُ وَهَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لأَبِى فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ثَمِلٌ فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى وَخَرَجَ وَخَرَجْنَا مَعَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4275, M005129
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ كَثِيرِ بْنِ عُفَيْرٍ أَبُو عُثْمَانَ الْمِصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِىٍّ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِى شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِى مِنَ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْطَانِى شَارِفًا مِنَ الْخُمُسِ يَوْمَئِذٍ فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِىَ بِفَاطِمَةَ بِنْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاعَدْتُ رَجُلاً صَوَّاغًا مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ يَرْتَحِلُ مَعِىَ فَنَأْتِى بِإِذْخِرٍ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ مِنَ الصَّوَّاغِينَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ فِى وَلِيمَةِ عُرْسِى فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَىَّ مَتَاعًا مِنَ الأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ وَشَارِفَاىَ مُنَاخَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَجَمَعْتُ حِينَ جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ فَإِذَا شَارِفَاىَ قَدِ اجْتُبَّتْ أَسْنِمَتُهُمَا وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَىَّ حِينَ رَأَيْتُ ذَلِكَ الْمَنْظَرَ مِنْهُمَا قُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا قَالُوا فَعَلَهُ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَهُوَ فِى هَذَا الْبَيْتِ فِى شَرْبٍ مِنَ الأَنْصَارِ غَنَّتْهُ قَيْنَةٌ وَأَصْحَابَهُ فَقَالَتْ فِى غِنَائِهَا أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَقَامَ حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَاجْتَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا فَأَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا قَالَ عَلِىٌّ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ - قَالَ - فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى وَجْهِىَ الَّذِى لَقِيتُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا لَكَ » قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ قَطُّ عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَىَّ فَاجْتَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا وَهَا هُوَ ذَا فِى بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ - قَالَ - فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِرِدَائِهِ فَارْتَدَاهُ ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِى وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ حَتَّى جَاءَ الْبَابَ الَّذِى فِيهِ حَمْزَةُ فَاسْتَأْذَنَ فَأَذِنُوا لَهُ فَإِذَا هُمْ شَرْبٌ فَطَفِقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ فَإِذَا حَمْزَةُ مُحْمَرَّةٌ عَيْنَاهُ فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ إِلَى رُكْبَتَيْهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى سُرَّتِهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ فَقَالَ حَمْزَةُ وَهَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لأَبِى فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ثَمِلٌ فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى وَخَرَجَ وَخَرَجْنَا مَعَهُ .
Tercemesi:
Bana Ebû Bekr b. İshâk da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Said b. Kesir b. Ufeyr Ebû Osman EI-Misrî hafcer verdi. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Yûnus b. Yezid, İbn-i Şihab'dan rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Ali b. Hüseyn b. Ali haber verdi. Ona Hüseyn b. Ali haber vermiş ki : Ali şöyle demiş :
— Benim Bedir günü alınan ganimetten hisseme düşen yaşlı bir devem vardı. Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve SeHem) o gün ganimetin beşte birinden bir yaşlı deve (daha vermişti. Ben Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem)'in kızı Fâtime ile evlenmek isteyince Benî Kaynukaâ kabilesinden kuyumcu bir adamdan benimle beraber geleceğine söz aldım. Boya otu getirecektik. Onu kuyumculara satarak zifaf davetimde menfaatlanmak istiyordum. Ben develerim için ip çuval ve semerlerden müteşekkil eşyayı toplarken, develerim ensardan bir adamın evinin yanı basma çökmüşlerdi. Toplayacağımı topladım, bir de baktım develerimin hörgüçleri kesilmiş; böğürleri delinmiş ve ciğerlerinden bir şeyler alınmış. Onların bu manzarasını görünce göz yaşlarımı tutamadım.
— Bunu kim yaptı? dedim.
— Onu Hamza b. Abdilmuttalip yaptı. Hamza şu evde ensardan içki-ciler arasında bulunmaktadır. Ona ve arkadaşlarjna bir cariye şarkı okudu ve şarkısı esnasında :
— Yâ Hamza, semiz yaşlı develere dikkat! dedi. Hamza hemen kılıçla kalkarak onların hörgünlerini kesti ve böğürlerini delerek, ciğerlerinden (birer parça) aldı, dediler. Ali demiş ki:
— Bunun üzerine hen gittim hattâ Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selîe/n)'in yanma girdim. Yanında Zeyd b. Harise vardı. Resûlüllah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yüzümden ne ile karşılaştığımı anladı. Ve Resûlüllah (Sallaltahü Aleyhi ve Sellem) :
«Sana ne oldu?» dedi.
— Yâ Resûlallah! Vallahi bugünkü gibi (şimdiye kadar) hiç görmedim. Hamza benim iki deveme tecavüz ederek hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini de delmiş. İşte kendisi bir evde bulunuyor. Yanında içkiciler var, dedim. Bunun üzerine ResûKillah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem} kaftanını isteyerek onu örtündü. Sonra yürümeye koyuldu. Kendisini Zeyd b. Harise ile ben takib ettik. Nihayet Hamza'nın bulunduğu evin kapışma geldi. Ve izin istedi. Kendisine izin verdiler. Bir de ne görsün hep îçkiciler. Derken Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yaptığından dolayı azarlamaya başladı. Birden Hamza'nın gözleri kızarmıştı. Hamza. Resûlüllah (Sallallohil
Aleyhi ve Sellemj'e baktı. Sonra gözünü onun dizlerine kaldırdı. Sonra gözünü daha kaldırarak göbeğine baktı. Sonra daha kaldırarak yüzüne baktı. Arkacığından Hamza şunu söyledi :
— Siz benim babamın kölelerinden başka bir şey misiniz?
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun sarhoş olduğunu anladı artık, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) döndü, gerisin geriye giderek dışarı çıktı. Biz de onunla beraber çıktık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5129, /843
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
İçki, yasaklanması
Merhamet, hayvanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4287, M005132
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ صُهَيْبٍ قَالَ سَأَلُوا أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ عَنِ الْفَضِيخِ فَقَالَ مَا كَانَتْ لَنَا خَمْرٌ غَيْرَ فَضِيخِكُمْ هَذَا الَّذِى تُسَمُّونَهُ الْفَضِيخَ إِنِّى لَقَائِمٌ أَسْقِيهَا أَبَا طَلْحَةَ وَأَبَا أَيُّوبَ وَرِجَالاً مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِنَا إِذْ جَاءَ رَجُلٌ فَقَالَ هَلْ بَلَغَكُمُ الْخَبَرُ قُلْنَا لاَ قَالَ فَإِنَّ الْخَمْرَ قَدْ حُرِّمَتْ فَقَالَ يَا أَنَسُ أَرِقْ هَذِهِ الْقِلاَلَ قَالَ فَمَا رَاجَعُوهَا وَلاَ سَأَلُوا عَنْهَا بَعْدَ خَبَرِ الرَّجُلِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eyyûb da rivayet etti, (Dedi ki) : Bize İhni Uleyye rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdulaziz b, Suhayb haber verdi. (Dedi ki) : Enes b. Mâük'e Fadîh'i sordular da şu cevâbı verdi :
— Sizin Fadıh ismini verdiğiniz şu Fadıh'ımzdan başka bizim bir şarabımız yoktu. Ben ayakta olduğum haîde Ebû Talha ile Ebû Eyyüb'a ve evimizde Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) 'in ashabından bir takım adamlara onu sunuyordum. Aniden bir adam gelerek:
— Haber size ulaştı mı? dedî.
— Hayır! dedik.
— Gerçekten şarab haram kılınmış, dedi. Bunun üzerine (Ebû Talha) :
— Yâ Enes! Bu küpleri akıt, dedi. Bu adamın haberinden sonra artık ne ona döndüler, ne de Sordular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5132, /844
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Abdülaziz b. Suheyb el-Bünanî (Abdülaziz b. Suheyb)
3. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Eyyüb el-Mekabirî (Yahya b. Eyyüb)
Konular:
İçki, yasaklanması
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4295, M005133
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ قَالَ وَأَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ إِنِّى لَقَائِمٌ عَلَى الْحَىِّ عَلَى عُمُومَتِى أَسْقِيهِمْ مِنْ فَضِيخٍ لَهُمْ وَأَنَا أَصْغَرُهُمْ سِنًّا فَجَاءَ رَجُلٌ فَقَالَ إِنَّهَا قَدْ حُرِّمَتِ الْخَمْرُ فَقَالُوا اكْفَأْهَا يَا أَنَسُ . فَكَفَأْتُهَا . قَالَ قُلْتُ لأَنَسٍ مَا هُوَ قَالَ بُسْرٌ وَرُطَبٌ . قَالَ فَقَالَ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَنَسٍ كَانَتْ خَمْرَهُمْ يَوْمَئِذٍ . قَالَ سُلَيْمَانُ وَحَدَّثَنِى رَجُلٌ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ ذَلِكَ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize yine Yahya b. Eyyub rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Uleyye rivayet etti! (Dedi ki) : Bize Süleyman Et-Teymî de haber verdi. (Dedi ki) : Bize Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dedi ki) :
— Ben cemaata, amcalarıma hizmet ediyordum. Kendilerinin fadıhm-dan onlara sunuyordum. Yaşça en küçükleriydim. Derken bir adam gelerek :
— Hiç şüphesiz şarap haram kılınmıştır, dedi. Bunun üzerine cemâat :
— Onu dök yâ Enes! dediler. Ben de onu döktüm. (Süleyman demiş ki) : Enes'e:
— O nedir? dedim.
— Koruk ve yaş hurmadır! dedi. Bunun üzerine Ebû Bekr b. Enes :
— Bu o gün onların şarabıydı, dedi. Süleyman demiş ki:
— Bana bir adam dahi Ene? h. Mâlik'ten rivayet etti ki, Enes bunu söylemiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5133, /844
Senetler:
()
Konular:
İçki, yasaklanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4298, M005135
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ قَالَ وَأَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كُنْتُ أَسْقِى أَبَا طَلْحَةَ وَأَبَا دُجَانَةَ وَمُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ فِى رَهْطٍ مِنَ الأَنْصَارِ فَدَخَلَ عَلَيْنَا دَاخِلٌ فَقَالَ حَدَثَ خَبَرٌ نَزَلَ تَحْرِيمُ الْخَمْرِ . فَكَفَأْنَاهَا يَوْمَئِذٍ وَإِنَّهَا لَخَلِيطُ الْبُسْرِ وَالتَّمْرِ . قَالَ قَتَادَةُ وَقَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ لَقَدْ حُرِّمَتِ الْخَمْرُ وَكَانَتْ عَامَّةُ خُمُورِهِمْ يَوْمَئِذٍ خَلِيطَ الْبُسْرِ وَالتَّمْرِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eyyûb da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Uleyye rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Saîd b. EM Arûbe dahî Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş) :
— Ben Ebû Talha ile Ebû Dücâne'ye ve Muâz b. Cebel'e enffardan Birkaç kişi içinde bade sunuyordum. Bizim yanımıza giren, girip de : Yeni bir haber çıktı» deyince şarabın tahrimi indi. Biz de o gün şarablan devirdik. Bunlar, koruk ile kuru hurmanın karışımı idiler.
Katâde demiş ki: Enes b. Mâlik şunu söyledi. Gerçekten şarab haram kılındı. O gün ashabın umumiyetle şarapları koruk ve kuru hurma karışımı idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5135, /845
Senetler:
()
Konular:
İçki, yasaklanması
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4309, M005138
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ كُنْتُ أَسْقِى أَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ الْجَرَّاحِ وَأَبَا طَلْحَةَ وَأُبَىَّ بْنَ كَعْبٍ شَرَابًا مِنْ فَضِيخٍ وَتَمْرٍ فَأَتَاهُمْ آتٍ فَقَالَ إِنَّ الْخَمْرَ قَدْ حُرِّمَتْ . فَقَالَ أَبُو طَلْحَةَ يَا أَنَسُ قُمْ إِلَى هَذِهِ الْجَرَّةِ فَاكْسِرْهَا . فَقُمْتُ إِلَى مِهْرَاسٍ لَنَا فَضَرَبْتُهَا بِأَسْفَلِهِ حَتَّى تَكَسَّرَتْ .
Tercemesi:
Bana yine EbÛ't-Tahir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Mâlik b. Enes, İshâk b. Abdillah b. Ebî Talhâ'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi ki (şöyle demiş) :
— Ben Ebû Ubeyde b. Cerrah ile Ebû Talha'ya ve Üfceyy b. Ka'b'a fadıh ile kuru hurmadan şerbet sunuyordum. Derken onlara gelen gelerek:
— Gerçekten şarab haram kılındı, dedi. Bunun üzerine Ebû Talha :
— Yâ Enes! Kalk şu küpü kınver, dedi. Ben de taştan oyma küpümüze vararak onu dibi ile yere vurdum. Nihayet kırıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5138, /845
Senetler:
()
Konular:
İçki, yasaklanması